Öğretim Görevlisi Alper EYİNÇ ile Röportaj
·       Merhaba hocam vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
ALPER EYİNÇ: Ben teşekkür ederim.
·       Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
ALPER EYİNÇ: Benim ismim ALPER EYİNÇ 2kasım 1984 doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi Antalyada bitirdim. Lise öğrenimimi Sivas’ ta tamamladım.Üniversite hayatımda 2 yıllık bir mühendislik tecrübem oldu. Daha sonra kendime yakın hissettiğim bölüm olan Eğitim Bilimleri alanında öğrenim görmek istedim.Eğitim Fakültesi sınıf öğretmenl

iği bölümünü kazandım. Tokat’taki 4 yıllık eğitimden sonra 2 yıl yüksek lisans eğitimini tamamladım. Eskişehir Anadolu Üniversitesi uluslararası ilişkiler son sınıf öğrencisiyim.
·       Sevdiğiniz şeyler nelerdir?
ALPER EYİNÇ: Sporla ilgilenmeyi seviyorum.Ögrencilik yıllarımda basketbol veleybol hentbol branşlarında oynadım.Lise takımında oynarken  Türkiye 8.liği  derecemiz var.
·       Bu mesleğe nasıl karar verdiniz?
ALPER EYİNÇ: Türkiye  Eğitim Gönülleri Vakfında bir dönem gönüllü eğitimcilik  yaptım.Toplum gönüllülerinde ve burda öğrencilerle yaşadığım diyolaglar neticesinde ben bu alana ait olduğumu düşündüm ve bu mesleği seçmekte karar kıldım...
·       Mesleğinizden menmun musunuz?
ALPER EYİNÇ:Mesleğimi seviyorum. Çünkü öğrencilerle ilgilenmeyi insanları bir obje olarak merkeze koymayı seviyorum.Çünkü eğitimin nihai amacı mutlu insanlar mutlu bireyler  yetiştirmek.Bu vesileyle  aynı deniz hikayesi gibi bir veya birden fazla insana  yardımcı olabilirsek  ne mutlu bizlere..
·       Kariyerinize baktığınızda hangi adımlar atmış olmanın kendi adınıza önemli olduğunu  düşünüyorsunuz?
ALPER EYİNÇ: Şöyle gözden geçirdiğim zaman kariyerimde bir çok dönüm noktalarım var.İlk meslek hayatımı bir köy öğretmeni olarak başladım ama bulunduğum yerde kalmadım sürekli bi meşguliyet sürekli bi kariyer kovalamacası içerisinde yer aldım. Eğer bu mesleği düşünecek insanlar  bir köy okulunda çalışmalarını çok uygun buluyorum. Çünkü orda herşeyi öğretiyolar  size. Yeri geliyor bir lavoba temizliyorsunuz , yeri geliyor bahçe temizliyorsunuz,yeri geliyor çocuğun ilaç saatini hatırlatmanız gerekiyor. Onlarla yemek yiyorsunuz bir aileden bir farkınız olmuyor. O yüzden bizim tabirimiz şudur; tebeşir tozu   yutmayan bir öğretmen öğretmen sayılmaz derler. Bizde çok şükür fazlasıyla yuttuk...
·       Kariyerinizde hangi adım sizin için en önemli dönemeçler oldu?
ALPER EYİNÇ: En önemli dönemeçlerimden birini anlatacak olursam, burda Divriğ’den bahsetmem lazım. Divriğ Danaca Sadık Özgür ilkokulundaki öğrencilerimi hiçbir zaman unutmuyorum.Belkide benim için kariyerimin başlangıcını  oluşturan  temel insanlar olduğunu düşünüyorum.Biz orda şunu gördük;bir veli toplantısı yaptığımız zaman bir kişi bile file vermiyordu.Her sorunlarıyla ilgilenen bir aile potresi çiziyorlardı.Tabi biliyorsunuz eğitimin 3 ayağı vardır. 1.si öğrenci 2.si öğretmen 3.si ailedir. Ben bu noktada o okulumda aldığım keyifi ve hazzı ilerleyen yıllarda mutlu olmuş olsamda ilkler unutulmaz dersiniz ya bizde bu noktada köşe başı diyebileceğimiz dönemecler noktalarından düsünebiliriz...
·       Üniversiteli öğrencilere kariyer hedeflerine ulaşmaları için neler yapmalarını önerirsiniz?
ALPER EYİNÇ: Gençlerin geleceğinde hangi adımlar atması gerekiyor ne yapması gerkiyor veya bu aşamaya geldiğinde ne yapması gerekiyor.Bir takım öğreti becerilerini vermeye çalışıyoruz.Artık nano teknolojiye ulaşmış bir dönemdeyiz .Prof.Dr.Aziz SANCAR Beyfendiler nobel ödülü alarak bizim için  bir ışık olmuştur.Bunu görebiliyorsak eğer, bunu belli bir yaş belli bir birikimle ve emek harcayarak   almıştır.Bizlerde yapabiliriz önce öğrenciye kaybetmiş olduğu özgüveni  kazandırmamız  lazım  ve onunla birlikte gizli gücü ,potansiyeli neyse onu harekete geçirmek adına hamleler yapılması gerektiğini düşünüyorüm.Biliyorsunuz her oyunun bir kuralı vardır ve bu kurala göre oynanır.Eğer oyunun kuralı buysa, eğer sınavlardan başarılı bir şekilde yol almak istiyosak bunuda gercekleştirmemiz gerekiyor...
·       Biz öğrencilre ne mesaj vermek istersiniz?
ALPER EYİNÇ: Ben burdan öğrencilerime  sesleniyorum.Gizli güçlerinin, potansiyellerinin  artık farkına varmaları gerekiyor. Bize hocamız şöyle derdi; Artık siz giden trenin son vagonlarısınız derdi. Bende öğrencilerim  için aynı şeyi söylüyorum.Artık son vagon olarak düşünürseniz kendinizi biraz daha gayretle biraz daha çaba göstererek birazda hocalarımızı bu noktada sıkıştırarak bu noktada başarılı olacağımızı düşünüyorum.Hedeflerinizi ortaya koyunki size
birşeyler yapabilsin. Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez...

·       Vakit ayırdırdığınız için teşekkür ederim Hocam...

Yazar: Ayşe AKTAŞ 





ÜNİVERSİTEYİ KAZANIP ŞARTLAR YÜZÜNDEN BIRAKIP GİDEN MAĞDUR ÖĞRENCİLER


YÖK’ün öğrencilerine sunduğu KYK, ihtiyacı olan olmayan dinlemeyip durumu bir nebzede iyileştirse de herkesi sevindirmiyor maalesef. Bu sene ki yönetmelik değişimi ortada kalan çoğu öğrenciyi mağdur etti. Eğer bu duruma el atılmazsa çok ciddi sonuçları doğuracak. Kız öğrencilerin durumu daha ciddi. Başlarına gelecek bir sıkıntının mesulü kim olacak? Bu duruma bir çözüm bekleniyor en yakın zamanda… Yıldızeli meslek yüksek okulu Yerel Yönetimler bölümünde okuyan birkaç öğrencinin sonu maalesef okulu bırakarak gitmek olmuştur.


Yazar: Ali ARICI

ULU ÖNDERİMİZİN   
    BİLİNMEYENLERİ

Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizler için yaptıkları,ülkemiz için başardıkları ortada. Yıllarca belirli  bilgilerinin verildiği özel hayatına derinliklerine inilemeyen ulu  önderimizin farklı yönlerine değinelim istiyorum biraz . Aslına bakarsanız bilmediğimiz ve hiç öğretilmediğini sonradan  anlayıp şaşırdığımız önemli bir konudan başlamak istiyorum . Atatürk’ün doğum tarihi . Bu konu hakkında birçok söylentiler vardır kimi kaynaklarda ulu önderimizin doğumunun Ocak ayında olduğu söylenir. Fakat atamıza bir gün sorulduğu zaman 19 Mayıs cevabını vermiştir kuşkusuz bu cevabı neden verdiği ortada onun tek varlığı olan ve hayatını adadığı Türkiye Cumhuriyetinin kurtuluş ve kuruluşunun ilk mücadeleye başlanış tarihiydi ve o bu günü doğum günü olarak görüyordu. Bazı yabancı kaynaklarda ise Ocak ayının sonlarına doğru bir Cuma akşamı doğduğu söylenir . İkinci bilinmeyen ise annesi Zübeyde hanımdır  . Atatürk Zübeyde hanımın ikinci evliliğinden olan çocuğudur . Ulu önderimizin en sevdiği renk şafak pembesiydi . en sevdiği yemek pilav üstü fasulye idi. Atamız lacivert rengini pek sevmezdi takım elbiselerinin hiç birinde lacivert rengini kullanmazdı genelde siyah olurdu ve atamız gömleğinin desenini kendisi belirlerdi yani gömleklerinin tasarımı kendisine özeldi . Atatürk’ün bir köpeği vardı ve adı Fox’du . Diğer yandan atının adı da Sakarya idi. Bir garip bilgi ise atamızı kan tutması. Ömrünün büyük bir çoğunluğunu cephelerde geçirmiş savaşlarda düşmanla göğüs göğse savaşan atamızı savaş alanı dışında kan tutuyordu . Ata lafını pek sevmezdi kendisine ilk defa Türk Dil Kurumu başkanı Atatürk demiştir ve bu çok hoşuna gitmiştir . Ulu önderimizin en büyük hayali bir dünya turuna çıkmak ve Türk Dili ve tarihi hakkında çalışmalar yapmaktı eğer ömrü yetseydi ve  kurduğu Türkiye Cumhuriyeti istediği mevcudiyete kavuşsaydı bir dünya turu yapma istiyordu fakat ömrü yetmedi . Reşat Nuri Güntekin ’in ‘’Çalıkuşu’’ kitabını pek severdi ve hep yanında taşırdı . Atamızın boyu 1.74 son dönemlerine kadar kilosu 76 idi. Fakat hastalığı sebebiyle son demlerinde 46 kiloya kadar inmiştir . 43 numara ayakkabı giyerdi . Eşi Fikriye hanımın mezarının nerede olduğu henüz bilinmemektedir
Bir diğer konu ise Ulu önderimiz Cumhurbaşkanlığından sıkılmasıdır . Atamız halkından geride kaldığı onlarla iç içe olamadığını ileri sürmüş zaman zaman cumhurbaşkanlığından sıkıldığını söylemiştir . Düzen takıntısı vardı . Kendi başına tıraş olmazdı .  Atamız fazla sayıda kahve ve sigara tüketirdi hatta kendisini muayene ettikten sonra kendisine kaç paket içtiğini soran doktoruna sayısını düşüreceğini bildiği için sekiz paket demiştir . Doktor bunu iki pakete düşürmesini söyleyince ben zaten iki paket içiyorum bundan sonra sizin izninizle içeceğim demiştir. Atamız bunların dışında çok iyi yüzme bilirdi ve bol bol bilardo oynardı . Sık sık ata binerdi .En başarılı olduğu ders matematiktir . ulu önderimiz yağcılığa çok kızardı bir gün yemek masasında kendisine sık sık öven bir adama beni övme sözlerini bırakınız gelecek için neler yapacağız bunlardan bahsediniz demiştir . Gayet mütevazi ve kibar bir insandır . Balolarda sık sık dans etmeyi severdi.Ve hayatının sonuna kadar daima karakterli ve onurlu bir insan olarak yaşadı . 

Ruhun şad olsun Büyük ATATÜRK
Yazar: SALİH YILDIZ 
Sivas Yıldızeli İlçesi Hakkında Bilgiler



Yıldızeli Sivasın 46 km batısında yer alan bir ilçesidir.Aynı zamanda Ankara,Yozgat ve Tokat karayolu üzerindeki güzel şirin bir ilçesidir.Yıldızeli 1936 yılında ismini kuzeyinde oluşan Yıldız dağlarından almıştır.Eski adı ise Yenihan dır.İlçenin geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır.küçük baş ve Büyük baş hayvancılıktan insanlar geçimlerini sağlamnaya çalışırlar.Tarım alanında ise en çok Tarım yapılan Şeker pancarı olarak bildiğimiz bitkidir.İklim koşulları ise karasal iklim koşuludur. Yıldızeline yağışlar kış ve sonbahar aylarında geçekleşir.Bitki örtüsü ise bozkırdır.

İlçede bulunan okullar:Yıldızeli ilçesinin de Yıldızeli ilkokulu, Yıldızeli imam hatip lisesi, Yıldızeli çok programlı lisesi,Dumlupınar Anadolu öğretmen lisesi ve  Yıldızeli Meslek Yüksek Okulu bulunmaktadır.14.12.1994  tarihinde kurulan Yüksekokul. İlk olarak 1988 yılında Bahçe  Ziraatı ile Hayvan Yetiştiriciliği sonra ise günümüzde Muhasebe.Pazarlama,Sigortacılık,Büro yönetimi ve sekreterlik,Maliye,Yerel yönetimler,Gıda,İşletme,Bankacılık bölümleri mevcuttur.
İlçenin coğrafi özellikleri:Yıldızeli ilçesi coğrafi bölge olarak İç Anadolu Bölgemizde yer almaktadır.Rakımı 1.400 m 4.593 ft tir.Nüfusu ise 2014 istatistiklerine göre toplam 38.735' dir.





 İlçenin Eğitim düzeyi: %54'i ilkokul, % 27'si ortaöğretim, % 12'si yüksekokul mezunu %5'i okuyup yazmasını bilen % 2'si okuma ve Yazmayı bilmiyordur.

Kaymakamı: Ahmet  CANPINAR
Belediye Başkanı:Yılmaz  NAVRUZ 

Yazar: Mustafa KUŞCU ve Sinan ARAT


KAYSERİ


İLK DEVİRLER



Kayseri çevresindeki en eski yerleşim alanı, şehrin 20 km kuzey doğusunda bulunan Kaniş Höyüğüdür. M.Ö. 2800 tarihinden Hellenistik Çağa kadar önemini koruyan merkezde, eski Tunç Devri, Asur Ticaret Kolonileri ve Hitit Çağları’na ait bir çok belge bulunmuştur.
Hititler’den sonra bölge Frig hakimiyetine geçmiş, daha ziyade Kızılırmak havzasında egemen olan frigler zamanında mazaka ön plana çıkmıştır. M.Ö. 676 tarihinde Anadolu’ya gelen Kimmerler'in Kaniş ve Mazaka’yı tahrip ederek, Frig hakimiyetine son verdikleri tarihi kaynaklarda belirtilmektedir.
Kaniş’in önemini kaybetmesinden sonra, bölgenin kutsal dağı kabul edilen Argaios'un (Erciyes) kuzey eteğindeki Mazaka ön plana çıkmıştır. Kimmerler'in Asur ve Lidyalılar tarafından Anadolu’dan atılmaları ile Mazaka, Lidya ve Med hakimiyetine girmiş ve devrin önemli ticaret merkezi olmuştur.
M.Ö. 590 yılında Pers Kralı Kyros'un Lidya Kralı Krisos'u yenmesi ile bütün Anadolu ile birlikte Mazaka da Pers hakimiyetine girmiştir. İran'dan bölgeye göç eden halk, kendi ülkelerine benzettikleri Argaios (Erciyes) ve çevresine yerleşmişlerdir.








KAPPADOKİA KRALLIĞI
M.Ö. 332 yıllarında Ariarathes I, ilk Kappadokia Kralı olarak bağımsızlığını ilan etmiştir. M.S. 17 tarihine kadar 349 sene hüküm süren bu krallığın başkenti Mazaka iken, Ariarathes V zamanında şehrin adı Eusebia olarak değiştirilmiştir. M.Ö. 8 yılı içinde tekrar bir değişiklik yapılarak, Roma İmparatoru Ceasar‘ın adına izafeten CEASAREA ismi verilmiştir. O günden beri, 2000 senedir Kayseri ismi ile anılmaktadır.


ROMA DÖNEMİ
M.S.193-211 tarihleri arasında şehir stadyumu yapılmış ve önemli Roma şehirlerinde olduğu gibi bir çok yarışmaların merkezi olmuştur. Şehir surları ise, Roma İmparatoru Gordianus III zamanında (M.S.241) yıllarında yaptırılmıştır. Dördüncü yüzyılın başlarında halk tamamen Hıristiyanlaşmış ve Kayseri bu dinin ilmi merkezi haline gelmiştir.
Roma İmparatorluğunun Doğu ve Batı olarak ikiye bölünmesi ile, Kayseri doğuda kaldığı için Bizans Şehri olmuştur. Bizans zamanında Arap ve İran ordularının yaptığı İstanbul seferleri sırasında Kayseri defalarca işgal edilmiştir.








KAYSERİ'NİN TÜRKLEŞMESİ
Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan‘ın 1071 tarihinde Malazgirt’te Bizans ordularını yenmesiyle Anadolu kapıları Türklere açıldı. Bu tarihten 15 sene sonra, 1085 yıllarında Kayseri’yi artık bir Türk ve Müslüman şehri olarak görmekteyiz. Müslüman Türklerin hakimiyetinde Kayseri’nin eski halkı olan Rum ve Ermeniler’in birer mahallede toplandıkları, Çarşı, Pazar ve ticarette yavaş yavaş hakimiyetlerini kaybettikleri görülmüştür.
Şehir, süratle yapılan Camii, Han, Medrese, Hamam ve Çeşmelerle kısa bir sürede tam bir İslam Şehri kimliği kazanmıştır. Bir müddet Danişmendliler’e merkez olan Kayseri özellikle Selçuklu Sultanı Uluğ Keykubad (1. Alaeddin Keykubad) zamanında Türkiye Selçuklu Devletinin Konya ve Sivas‘la beraber üç başşehrinden birisi olmuştur. Danişmendi ve Selçuklu yönetimleri zamanında yapılan görkemli yapıların en önemlileri olarak; Camii Kebir, Güllük Camii ve Hamamı, Hunat Külliyesi, Şifaiye – Gıyasiye Medresesi, Hacı Kılıç Külliyesi, Lala Muhlisiddin Camisi, Sahabiye Medresesi, Kale Surları ve Yoğunburç sayılabilir.





MOĞOL HAKİMİYETİ
Selçuklu ordusunun 1243 tarihinde yapılan Kösedağ Meydan Savaşı ile Moğol ordusuna yenilmesi, Türk tarihinde bir dönüm noktası olmuş ve artık Anadolu’da Moğol hakimiyeti başlamıştır. Gönderdikleri Valilerle Anadolu‘yu denetleyen Moğollar, 150 sene müddetle Kayseri ve Anadolu’nun bütün maddi ve manevi kaynaklarını yağmalamışlardır. Moğol sömürüsü altında ezilen Selçuklu Devleti, bütün gücünü kaybetmiş ve II. Mesud‘dan sonra dağılarak, yerini beyliklere bırakmıştır. (1308).







OSMANLI DÖNEMİ
Fatih Sultan Mehmet zamanında, Gedik Ahmet Paşa tarafından Karamanoğulları Beyliği’ne son verilerek, Karaman, Konya ve Kayseri Bölgeleri Osmanlı toprağına katıldı. (1474) Kayseri 1476‘dan itibaren Karaman eyaletine bağlı bir sancak merkezi oldu. 1839 tarihinde Bozok Eyaletinde, 1867 tarihinde de bağımsız sancak merkezi olarak Osmanlı idari taksimatında yerini aldı.






YAKIN DÖNEM
Cumhuriyet Döneminde 1924 tarihinde yapılan yeni anayasa ile vilayet yapıldı. Bilinen en eski dönemlerinden beri ticaret merkezi olan Kayseri’de devletin öncülüğünde sanayileşme başlatıldı. Sırayla Sümerbank Dokuma Fabrikası, Tayyare Fabrikası, Anatamir Bakım Fabrikası, Askeri Dikim Evi kuruldu. 1950‘den sonra Kayserili ticaretten sağladığı tasarruflarını sanayiye dönüştürmeye başladı. Bugün Kayseri, ortalama büyüklükte Kayseri ekonomik, kültürel, sportif ve şehircilik alanında yakaladığı ivme ile Türkiye'nin en hızlı gelişen ve dikkat çeken şehirlerinin başında geliyor.


Kayseri, (Osmanlı Türkçesi: قیصریه, LatinceCaesarea in CappadociaYunancaΚαισάρεια/KaisareiaKayseri ilinin merkezi olan şehir. Şehrin nüfusu, son sayımlara göre 1.064.164’tür. Akkışla, Bünyan, Develi, Hacılar, İncesu, Kocasinan, Melikgazi, Pınarbaşı, Sarıoğlan, Sarız, Tomarza, Yahyalı ve Yeşilhisar olmak üzere 13 ilçeden oluşmaktadır. Türkiye’nin nüfus bakımından 7. büyük kentidir. İç Anadolu’nun ise Ankara‘dan sonra 2. büyük kenti ve sanayi merkezidir.   


KAYSERİNİN EN GÖZDE ALISVERİŞ MERKEZLERİ

KAYSERİ PARK, KAZANÇLI ALIŞVERİŞİN KALBİ



Kapılarını 2006 yılında açan Orta Anadolu’nun en gözde Alışveriş ve Yaşam Merkezi Kayseri Park, açıldığı günden bu yana Kayserilileri alışveriş, eğlence ve kültür aktiviteleriyle buluşturuyor. Sunduğu farklı alternatiflerle tam bir ‘yaşam merkezi’ olan Kayseri Park, marka karması içinde ünlü Türk ve Dünya markalarını barındırıyor. 



Artaş İnşaat grubu yatırımlarından biri olan Kayseri Park, 64.000 metrekarelik toplam kapalı alan içerisinde 27.000 metrekare kiralanabilir alan ile;her tarza, her yaşa ve beğeniye hitap edebilen Vakko, W Collection, Mango, Benetton, Nike, Swatch,Marka Park, Abdullah Kiğılı, Levi's, Starbucks Coffee gibi ulusal ve uluslar arası 130 mağaza ile hizmet veriyor. Yaklaşık 1000 kişiye istihdam sağlayan Kayseri Park, aylık ortalama 700.000 ziyaretçi ağırlıyor. Kayseri Park'ın 2000 araç kapasiteli otoparkı ücretsiz olarak hizmet veriyor. 



Kayseri’de sosyal yaşamın bir numaralı adresi olan Kayseri Park’ta,işletmeciliği Mars Groupa bağlı Cinemaximum Sinemaları hizmet veriyor. 9 salonlu,1340 koltuk kapasiteli,tam donanımlı, ileri teknolojisiyle vizyon filmlerini maksimum konforda sunan Cinemaximum Sinemaları, özellikle hafta sonları Kayserililer için önemli eğlence alternatifi olarak öne çıkıyor. Kayseri Park fast food katındaki iç oturum alanları ve terası ile Türk ve Dünya mutfaklarından seçme lezzetler sunarak her gün yüzlerce kişiyi ağırlıyor. 



Kayseri Park’ta ziyaretçiler için her şey düşünülmüş. Bebek odasından,engelli ve yaşlılar için tekerlekli sandalyeye ve bebek arabasına kadar her türlü hizmetin bulunduğu Kayseri Park’ta,ziyaretçiler tüm günlerini neşe ve keyif içinde geçiriyor. 



En iyi hizmet misyonunu üstlenen Kayseri Park, ziyaretçilerinin rahatı ve mutluluğu için çalışıyor. Kayseri Park yenilikçi ve ilerici bakış açısıyla yoluna devam ediyor. Uluslar arası kalite ve standartlarda faaliyetler gerçekleştirmeyi kendine öncelikle hedef edinen Kayseri Park, 4. yılında 10 milyon $’lık yenileme çalışması gerçekleştirdi. 



KAYSERİ PARK’TA HERŞEY BİR ARADA 



Alışveriş, lezzet, sinema, tiyatro, eğlence gibi tüm ihtiyaçların bir arada sunulduğu Kayseri Park, bundan sonra da değişimin, eğlencenin, yeniliğin ve konforun adresi olmaya devam edecek. Özel günlerdeki etkinliklerin yanı sıra kültür ve sanat aktiviteleri, sezonluk dekor süslemeleri tam gaz devam edecek. Kayseri Park, ziyaretçilerine özel olduklarını hissettirmeyi her daim sürdürecek. 



Ziyaretçilerine yürüme mesafesinde olan ve böylelikle büyük bir ulaşım kolaylığı sağlayan Kayseri Park, haftanın 7 günü 10.00 – 22.00 saatleri arasında açık. Tüm bu özellikleriyle Kayserililerin ikinci evi olan Kayseri Park’ta hayat her daim canlı ve heyecanlı…

KAYSERİ FORM
Forum Kayseri şehrin merkezinde yer almaktadır. Şehir merkezinden geçen ana ulaşım ağı ve köprülü kavşaklar ile kesişen konumu itibariyle proje kusursuz bir erişilebilirliğe sahiptir. 75,500 m²’lik arsa alanı üzerinde geliştirilecek olan Forum Kayseri konumu ile perakende sektörü için büyük önem taşımaktadır.

Kayseri, kentsel gelişim itibariyle yoğun konut yapılaşmasına sahiptir. Ulaşım ağının planlı ve kentleşmenin kompakt bir yapıya sahip olması, şehrin her noktasından proje alanına kolaylıkla ulaşımı mümkün kılmaktadır. Projenin hizmet bölgesi 1 milyonu aşan ve hızla artan nüfusa sahip şehrin tamamını kapsamakta ve yakın çevre etki alanı da göz önünde bulundurulduğunda, alışveriş merkezi yaklaşık yılda 13 milyon ziyaretçiyi ağırlamaktadır.

Forum Kayseri, havaalanı-Erciyes güzergahı ve yeni yapılan raylı sistem güzergahı üzerinde olması, şehrin konut ve ticaret kullanımlarının birleşme noktalarında bulunması nedeni ile yalnızca Kayseri ili için değil aynı zamanda yakın mesafedeki Sivas, Yozgat, Niğde, Kırşehir ve Nevşehir gibi çevre iller için de bir ticaret, sosyal ve kültürel cazibe merkezidir.

Yaklaşık 66.000 m² kiralanabilir alana sahip olacak dört katlı projede, hipermarket, ulusal ve uluslararası çeşitli markaların yer aldığı mağazalar, sinemalar, restoranlar ve parkların yanı sıra 2.000 araçlık açık ve kapalı otopark da yer almaktadır.  Hollanda’lı T+T Design ve İspanyol L35 tarafından tasarlanan, uygulama projeleri Türrkiye’den ERA tarafından yapılan proje, ana cephelerinde yer alan Kayseri taşları ve yerel mimariye özgü kemerleri ile modern ve geleneksel yapıyı biraraya getirmektedir. Günışığının içeri süzüldüğü  proje, açık terasları ve çevresini tamamen saran şehir parkı ile vazgeçilmez bir buluşma noktasıdır.


Ali Dağı Yer Altı Şehri

Yeni keşfedilmiş ve henüz tamamı ziyarete açılmamış yerlerden birisi. Hıristiyanlığın yasaklandığı dönemlerde Hıristiyanlar’ın yaşamak için dağı kazarak inşa ettiği bu şehir, insanoğlunun hangi süreçlerden geçtiğini, isterse neler yapabileceğini görmek adına kesinlikle görülmesi gereken yerlerden birisi.
Eğer giderseniz sizi oldukça zor bir gezi bekliyor. Kimi zaman çömelerek, kimi zamanda su üzerinde botla bile gezebilirsiniz şehri.










Erciyes Dağı

Erciyes Dağı, 3.917 m. yüksekliği, bulutları delen zirvesi, tepesinden eksik olmayan karı ve insana ilahî duygular veren azametiyle, Kayseri’nin sembolüdür
Kayseri’de gezilecek yerler listemizde bulunan ve Kayseri’nin sembolü haline gelen Erciyes, artık kayak turizmi ile de ön plana çıkmış durumda. Biraz daha mütevazi ve ekonomik bir kayak tatili istiyorsanız Erciyes’e gelebilirsiniz. Ya da kış aylarında bir Kayseri ziyaretiniz olacaksa günübirlik bile gidip gelmeniz mümkün.
 Sönmüş bir “küme volkan” olan dağdaki volkanik patlamaların 30 milyon yıl önce başladığı, Erciyes'ten çıkan küllerin rüzgarla kilometrelerce uzaklara taşınarak, 
 ile birlikte, 
 peri bacalarını oluşturduğu düşünülmektedir. Yüksek kısımları her mevsim karla kaplı olan Erciyes’in kuzeyinde bir kilometre uzunluğunda dağ buzulu vardır. Ayrıca dağın doruğunda bulunan, Bizans rahiplerinin inzivaya çekildiği mağaralar, kötü hava şartlarında dağcılar için sığınak olmaktadır. 


Dağcılık ve kış sporlarında Türkiye’nin belli başlı merkezlerinden olan Erciyes, Kayseri’nin 30 km. güneyinde yer alır. Erciyes kayak pisti dünyanın en iyi kayak pistlerindendir.

Konumu

Enlem: 38° 52′ 0″ Kuzey Boylam: 35° 58′ 0″ Doğu

Genel özellikleri

Türkiye’nin en yüksek dağlarından olan Erciyes, 
 ’nin güneybatısında tek kütle olarak yükselir. Erciyes’in doruğu genel görünümü ile bir kubbeyi andırır. Sel yatakları ile derin biçimde yarılmış, yer yer üst üste kubbelerden ve sırtlardan oluşmuş doruklarında, kabaca doğu-batı doğrultulu bir sağrı uzanmakta ve bu sağrı üzerinde iki tepe bulunmaktadır. Bunlardan biri olan 3917 m. yükseklikteki Büyük Erciyes, aynı zamanda dağın doruğunu oluşturur. İkinci tepeyse bunun batısında yer alan Safrakaya tepesi ya da Küçük Erciyes ’tir (2700 m.).

Tepeleri

Erciyes Dağı’nın kuzey yamaçlarında, yükseklikleri 2200 m. ile 2700 m. arasında değişen birçok volkan tepesi sıralanmıştır. Bunların başlıcaları 
, 
, 
, 
, 
 ve 
 tepeleridir. Yine dağın bu kesimlerinde, lav akıntılarıyla oluşmuş kaya yığıntı alanları vardır. Sözkonusu yığıntılar, Peri kartını ve Selim kartını adıyla anılır. Erciyes dağı kütlesinin doğusunda, yükseklikleri 1200-1700 m. arasında değişen başka volkan tepeleri yayılmıştır. Çarıktepe, Arkatepe, Un tepesi, Büyük Kızıltepe, Küçük Kızıltepe gibi kabartıların yer aldığı bu bölgede, asıl kütleden görece ayrı iki volkanik dağ daha vardır. Bunlar 
 (1871 m.) ve 
’dır (1640 m.). Dağın güney ve batı yamaçlarında da Üçtepe, Evliya Dağı, Uçukdağ, Kırmızıtepe, Göktepe, Bozdağ, At Tepesi, Şeyharslan, Beşparmak, Karasivri, Karnıyarık gibi kartınlar ve tepeler sıralanmıştır. Erciyes Dağı’nın doğusunda yer alan ve dağdan 
 ile ayrılan 
 ise 2700 m. yüksekliktedir.

Volkanik özelliği

Erciyes, III. Zaman ortalarından başlayarak çeşitli dönemlerde etkinlik gösteren, lav ve tüf püskürten eski bir yanardağdır. Bu özelliği ile türlü yaştaki volkanlardan oluşmuş bir küme volkan olarak nitelendirilmektedir. Toros orojenez kuşağı ile İç Anadolu masifleri arasındaki alanda, püskürmelerle ortaya çıkan kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu dağların en önemlisi olan Erciyes, özellikle pontiyen, pliyosen ve pleistosendeki yanardağ püskürmeleri sonucu bir stratovolkan (tabakalı volkan) olarak yükselmiştir. Erciyes Dağı’nda bugünkü ana volkan konisi, bazaltlı lavlarla oluşan eski volkan temelinin, daha sonra kıvamlı andezit lavlarının püskürmesi sırasında iç basınç sonucu parçalanmasıyla açılan çukurda oluşmuştur. Ana doruğun doğusunda dağı bir yay biçiminde çeviren Koç Dağı’nın eski volkanın kalıntısı olduğu sanılmaktadır. Bu arada dağın püskürmeleri sırasında ortaya çıkan lav, tüf, dışık (cüruf) ve lapiller (yanardağ çakılı) yaklaşık 100 km. uzaklığa yayılmış ve bu volkanik malzemeler, Erciyes Dağı’nın çevresindeki tepe ve platoların buğünkü yapısını belirlemiştir.

Buzullar

Erciyes Dağı üzerinde IV. Zaman’da oluşan buzullar aşındırma yoluyla dağın yüksek kesiminde geniş ve derin sirkler (buz yalakları) ortaya çıkarmıştır. Dağda, 3000-3500 m. arası yükselti kuşağında yer alan bu sekiz buz yalağından birinin geniş bölümünde bir buzul bulunmaktadır. Boyu 700 m., eni yaklaşık 200 m. olan buzulun kalınlığı 20 ile 50 m. arasında değişmektedir. 


Bu buzul devrinden sonra da Erciyes’te yeniden yanmalar belirmiş, bu dönemdeki püskürmeler sınırlı ve daha küçük ölçüde olmuştur. Dağın kenarlarındaki yarıklardan, çoğu kiremit renkli cüruflar püskürmüş, böylece Büyük Kızıltepe, Küçük Kızıltepe gibi nispeten ufak çapta koniler oluşmuştur. Böyle küçük püskürmeler günümüzden 2000 yıl öncesine kadar görülmüş olmalı ki, miladın başlarında coğrafyacı Strabo, Kayseri şehri yakınındaki ateş çukurlarından geceleyin fışkırdığı görülen alevlerden söz etmiştir. Bu, Erciyes’in son faaliyeti olmuştur. Günümüzde Erciyes, sönmüş genç volkan dağı olarak, 3916 m. yüksekliği, heybetli görünüşü, 1100 km2'yi geçen alanı, çevresine canlılık veren varlığı ile bölgenin tabiat zenginliğidir.

Doğal bitki örtüsü

Erciyes’in yer aldığı bölgenin doğal bitki örtüsü bozkırdır. Ancak, kimi kesimlerde yer yer çalılıklar ve nemli yerlerde meyve, kavak ve söğüt ağaçları da görülmektedir. 1500-1600 m'ye dek çıkan bozkır bitki örtüsü, yerini daha sonra 2500 m'ye ulaşabilen dağ bitkilerine bırakır. Sonraki yüksekliklerde ise yüksek dağ bitkileri yer alır. 


Erciyes Dağı çevresi, eski dönemlerden beri önemli bir yerleşme merkezi olmuştur. Günümüzde Kayseri şehri dağın eteğine yakın bir bölgede bulunmaktadır. İlin önemli yerleşim merkezlerinden Develi ilçesi ise dağın güney eteklerinde yer alır. 



Erciyes’in yüksek kesimindeki başlıca yol, Tekir yaylasından geçen Kayseri-Develi yoludur. Öte yandan Erciyes, bölge halkı için önemli bir dinlenme yeridir. Özellikle kuzey yamaçları, 1500-1600 m'ye kadar bağ ve bahçelerle doludur.

Tekir yaylası

Kayak pistinin de yer aldığı 
, kışın olduğu kadar yazın da inanılmaz güzellikteki doğal yapısıyla ilgi çekmekte, piknik alanı olarak da hizmet vermektedir. 


Tekir Yaylası ve çevresindeki yaylalar ve yöresel Tekir balı, Erciyes’in vazgeçilmez güzellikleri arasındadır. Erciyes, doğal ortamlarda yaşayan ve 
 adı verilen yaban atlarıyla da ünlüdür. 











Gevher Nesibe Şifahanesi (Tıp Müzesi)

Yıllarca atıl durumda kalsa da değeri geç de olsa anlaşılabilmiş önemli miraslarımızdan birisi. Türk tarihinin ilk akıl hastanesi olarak bilinen şifahanenin tarihi 1200’lü yıllara kadar uzanıyor. İsmini Kılıç Aslan’ın kızı olan Gevher Nesibe Hatun’dan alır; zira bizzat Gevher Nesibe Hatun’un vasiyetidir. İçinde hüzünlü bir aşk hikayesi, zamanının ötesinde imkanlar ve çok naif mimari detaylar barındırır.
Hikayesi ve detaylı bilgileri için Gevher Nesibe Şifahanesi yazımızı inceleyebilirsiniz.









Hunat Hatun Külliyesi

Alaeddin Keykubat’ın hanımı Hunat Hatun tarafından yaptırılan külliye, bugün hediyelik eşya satan esnaflar tarafından biraz amacından sapmış şekilde kullanılmakta. Külliye’nin yanında bulunan cami ise Selçuklular’dan günümüze kalmış en büyük camilerden birisi. Yine de Kayseri gezinizde burası ilk duraklarınızdan birisi olmalı.
Hunat Hatun Külliyesi hakkında daha detaylı bilgi için Hunat Hatun Camii ve Külliyesi yazımızı inceleyebilirsiniz.










Sahabiye Medresesi

Selçuklu mimari eserleri arasında en iyi korunabilmiş olanlardan birisi. Günümüzde ise kitapçıların yer aldığı oldukça hareketli ticari alanlardan birisi. Gidecek olursanız özellikle kapısında bulunan ince işçiliğe dikkat etmelisiniz.
Medrese hakkında daha detaylı bilgi ve resimleri için Sahabiye Medresesi yazımızı inceleyebilirsiniz.










Güpgüpoğlu Konağı

Güpgüpoğlu Konağı’da Kayseri’de gezilecek yerler listemizde.600 yıllık bir geçmişi olan konak, haremlik ve selamlık olmak üzere iki kısımdan oluşur. 1995 yılında yapılan değişiklikle birlikte de artık Etnografya Müzesi olarak hizmet vermeye ve misafirlerini ağırlamaya başlamıştır. Müzede Selçuklular’dan kalma eserleri görme şansınız vardır.
Güpgüpoğlu Konağı ve Etnografya Müzesi hakkında daha detaylı bilgiler içeren Güpgüpoğlu Konağı yazımızı inceleyebilirsiniz.








Soğanlı Harabeleri

Ürgüp ve Göreme’deki oluşumlara benzer özelliklerde inşa edilmiş bir medeniyet merkezi olan Soğanlı Harabeleri, daha çok 4. yüzyılda Hıristiyanlar için bir kaçış noktası olmuş ve burada onlarca farklı kilise inşa edilmiştir. Halen bazı kiliseler içerisinde Hıristiyanlığın ilk yıllarından kalma freskler bulunmaktadır. Kayseri geziniz uzun süreli ise kesinlikle bir gününüzü ayırmanız gereken yerlerden birisidir.








Kapuzbaşı Şelalesi

Dünya’nın en yüksek 2. şelalesi olma özelliğini taşıması ile yerli turist kadar yabancı turistin de ilgisini çeken şelale, kendisini ilk defa görenlere ilginç bir heyecan verir. Doğada biraz vakit geçirip huzur bulmak istiyorsanız rotanızı bu tarafa çevirip şelaleyi de görme şansını bulabilirsiniz.











Arkeoloji Müzesi

Çok fazla büyük olmasa da içerisindeki eserler oldukça etkileyicidir. Kayseri’nin geçmişi hakkında biraz bilgi sahibi olmuşsanız gezinizi müze ziyareti ile sonlandırıp tam anlamıyla bilgilerinizi özümseyebilirsiniz.
Arkeoloji Müzesi hakkında daha detaylı bilgi için Kayseri Arkeoloji Müzesi yazımızı inceleyebilirsiniz.




KAYSERİ SANAYİSİ

 1)  SANAYİNİN GELİŞİMİ

       Kayseri, elverişli ulaşım ve enerji olanakları ve zengin yeraltı kaynaklarının yanı sıra sanayisi de gelişmiş illerdendir.
İldeki imalat sanayiinin gelişmesindeki en önemli etken, Cumhuriyetin ilk yıllarından başlayarak yapılan kamu yatırımlarıdır. 1920’lerin sonlarında demiryolu ve elektrik santralına kavuşan İlde, yine aynı yıllarda tank, uçak gibi araçların montajını ya da onarımını yapan fabrikalar açılmıştır. 1930’ların ilk yıllarında da kuzey ve güney karayolu bağlantıları sağlanmıştır.

1926 yılında Bünyan Halı İpliği Fabrikası, Kayseri Tayyare Fabrikası ve Tank Tamir Fabrikası, 1927 yılında açılan Ankara-Kayseri Demiryolu, 1929’da yöreye elektrik sağlamaya başlayan Bünyan Hidroelektrik Santralı, 1930’da yapılan Kayseri-Sivas-Samsun karayolu, 1933 yılında yapılan ve İli Akdeniz’e bağlayan Kayseri-Ulukışla Demiryolu ve 1935 yılında kurulan Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası İlde sanayinin gelişmesine katkısı olan önemli kamu yatırımlarıdır.

Bu yatırımlar, 1950’lerden sonra hızlanan sanayi atılımlarına çeşitli açılardan öncülük etmiştir. Özel kesim, kamu kesiminden nitelikli işgücünün yanı sıra üretim için gerekli hammaddeyi de sağlamıştır. Özel kesim yatırımları yoğun olarak bu dönemde artmış ve dolayısıyla il ekonomisinde özel kesimin etkinliği ve ağırlığı ortaya çıkmaya başlamıştır. 1950’lerde Kayseri’deki kamu yatırımlarına yalnızca 1955 yılında işletmeye açılan Şeker Fabrikası eklenmiştir.

Kayseri sanayinde, 1960’larda en önemli dallar gıda, dokuma ve metal eşya-makine imalatıdır. Gıda sanayindeki işletmelerin büyük çoğunluğu ilin öteden beri özgün ürünleri olan sucuk ve pastırma imalathaneleridir. Diğerleri un, makarna, irmik ve bisküvi üreten işletmelerdir.

1970’li yıllar, imalat sanayinin çeşitlendiği ve ölçeklerin büyümeye başladığı yıllardır. Önceleri gıda ve dokuma dallarından sonra gelen metal eşya makine sanayi bu yıllarda başa geçmiştir. 1979 yılında yapılan Yıllık İmalat Sanayi Anketi sonuçlarına göre; İldeki işyerlerinin dağılımı açısından yüzde 41 ile metal eşya-makine imalat sanayi birinci, yüzde 20,6 ile dokuma sanayi ikinci ve yüzde 18,6 ile gıda sanayi üçüncü sırayı almaktadır.
       Bu dönemde özel kesim, su motorlarından traktöre, redresörden matkaplara, preslerden bisiklete birçok ürünün üretimine yönelmiştir. İldeki çok sayıda mesleki ve teknik okul, sanayinin gereksindiği nitelikli işgücünün kaynağını oluşturmuştur. Sanayi bölgesindeki atölye ve imalathanelerin çoğu bu okullardan mezun teknik elemanlar tarafından kurulmuştur.

       1970’li yıllarda İlde, imalat sanayi dalında büyük birkaç işletmenin yanında, küçük ve orta ölçekli çok sayıda işletme bulunmaktadır. Büyük işletmelerin başında, metal eşya-makine dalında Hema Traktör Fabrikası, TAKSAN Takım Tezgahları Fabrikası, ÇİNKUR Çinko-Kurşun Fabrikası, HES Kablo Fabrikası, Erciyes Boru Fabrikası, Bünyan Döküm Makine Alet Fabrikası, Asya Madeni Eşya ve Emaye Fabrikası gibi fabrikalar yer almaktadır.

       Dokuma alanında Birlik Mensucat, Karsu Tekstil, Atlas Halı Fabrikası, Saray Halı Fabrikası, Lüks Kadife gibi işletmeler, gıda dalında ise Meysu, Kemsan, Garipsu, Kayseri Yem Fabrikası ve birkaç un fabrikası önde gelen işletmelerdir. Bu büyük işletmelerin hemen hepsi kendi pazarlama şirketlerini de oluşturmuştur. Bir yandan bu şirketler, diğer yandan da Kayseri’de üretilen mamulleri İlde ve il dışında pazarlayan ve ilin ihtiyaç duyduğu mamulleri İl dışından temin edip ilde pazarlayan çok sayıda büyüklü küçüklü işletmeler Kayseri’nin ticari yaşamına hareketlilik kazandırmışlardır.

       1980’li yıllarda büyük işletmelerin sayısı artmıştır. Özellikle 1985’ten sonra uygulanan teşvik sistemi, İlde teşvikli yatırım yapanları arttırmış, çok sayıda büyük ölçekli işletmeler doğmuştur.

       Organize Sanayi Bölgesi’nin kurulması, altyapısının tamamlanması ve 1989 yılında bu bölgeye teşvik sistemi içerisinde ikinci derecede kalkınmada öncelikli yöre statüsü verilmesi, Kayseri’de büyük işletme sayısının çok sayıda artmasına yol açmıştır.

       İstanbul Sanayi Odası’nın her yıl yayınladığı “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” anketinin 2007 ve 2008 yılı sonuçlarına göre Kayseri’den 14 sanayi kuruluşu listeye girmeyi başarmıştır. Bu firmalar ve gerçekleştirmiş oldukları üretim miktarlarına ait bilgiler ayrıntılı olarak Ek-12’de verilmiştir. 

       Kayseri’de 11 küçük sanayi sitesi faaliyette bulunmaktadır. Küçük sanayi sitelerinin 8 tanesi il merkezindedir.1 tanesi Tomarza ilçesinde, 1 tanesi Pınarbaşı ilçesinde 1 tanesi de Develi ilçesindedir. Sanayi ve Ticaret Bakanlığının %65 kredi desteği ile yapılmakta olan Tomarza Küçük Sanayi Sitesinde  27 olan işyeri sayısı 55’e yükseltilmiş, bu işyerlerinin inşaatı tamamlanmış, geçici kabulü yapılmıştır. 

       Küçük sanayi sitelerinde toplam 7.741 değişik işyeri yer almakta olup toplam 36.902  işçi çalışmaktadır. Bu sitelerin çoğunluğu %100 doluluk oranına ulaşmıştır. İlimizdeki 746 tesisden  228 tanesi mobilya ve ev tekstili sektöründe faaliyet göstermektedir. Ayrıntılı bilgiler aşağıdaki tablolarda verilmiştir

.


      Ticaret Odasına kayıtlı 15,300 üye bulunmaktadır. Tohum, hububat ve bakliyat tacirleri, gıda maddeleri ve yiyecek tacirleri, besiciler ve pastırma, sucuk imalatçıları, yapı malzemeleri satıcıları, kumaş satıcıları ve manifaturacılar, sarraf ve kuyumcular, tuhafiye ve konfeksiyon tacirleri, halı ve kilim satıcıları, oto yedek parça ve lastik tacirleri, yün, yapağı ve deri tacirleri, nakliye, bina inşaat müteahhitleri vb. toplam 30 değişik meslek grubunda yer alan bu gerçek ve tüzel kişilerin sayısı Kayseri’de ticari yaşamın canlılığını ve hareketliliğini yansıtmaktadır.


        Kayseri Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğine bağlı 42 odaya kayıtlı toplam  üye 33.835 Kayseri Sanayi Odası’nın  1.060 üyesi ve Ticaret Borsası’nın da 1.200 üyesi bulunmaktadır.



   2) ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ



          KAYSERİ OSB
       Kayseri Organize Sanayi Bölgesi, Bakanlar Kurulu’nun 29.03.1973 tarih ve 7/6177 sayılı kararnamesine göre 1976 yılında İl Özel İdaresi, Sanayi Odası ve Sanayiciler Derneği iştiraki ile kurulmuştur. Altyapı projeler 1980 yılında tamamlanmış ve 1981 yılında inşaatlarına başlanmıştır. 1987 yılında ise altyapı inşaatları tamamlanmıştır. Bölge, Kayseri merkezine yaklaşık 14 km uzaklıkta Yılanlıdağ eteklerinde tarımsal verimi düşük alan üzerine kurulmuştur. 
05.11.2003 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda Hacılar OSB ile Kayseri 1. OSB tüzel kişiliği adı altında birleşme ve genişleme kararı alınmıştır.  Hacılar OSB ile birleşme kararı 06.01.2004 tarihli ve 228 sayılı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yazısı ile kesinleşmiştir.
 24.05.2006 tarihinde yapılan Genel Kurulda “Kayseri 1.Organize Sanayi Bölgesi” ismi “Kayseri Organize Sanayi Bölgesi” olarak değiştirilmiştir.



       Bölge alanının %71’ini sanayi alanı kaplamaktadır. Diğer  %29’lık kısımda da sosyal alan, yeşil alan ve tesisler bulunmaktadır.  



     İmar çalışmaları tamamlanan ana bölge , II ve III nolu genişleme alanlarıyla sanayiciye tahsis edilen 11.200.000 m2 alanda toplam 401 sanayi parselinin sanayiciye tahsisi yapılmıştır.


     IV Nolu Genişleme Alanı; Bölge sanayicilerinin ve yeni yatırım yapmak isteyen firmaların yoğun arsa talepleri doğrultusunda yeni arsa üretimi için bölgemize mücavir, O.S.B. kurulmasına uygun, mülkiyeti şahıs ve kurumlar ait yaklaşık 7.500.000. m2 büyüklüğünde arazi tespit edilmiş olup, bu arazilerin tamamı satın alınmıştır. Bu bölgenin hali hazır haritaları ve zemin etüd projeleri tamamlanmış olup imar planı ve altyapı projeleri tamamlanmış ve altyapı inşaatları devam etmektedir. 399 adet parsel sanayicilere tahsisi yapılmış ve bunlardan 182 tanesi faaliyete başlamıştır.  93 fabrikanın inşaatı ise hızla devam etmektedir.   



     Tüm genişleme alanları ve Hacılar OSB nin de bölgeye dâhil edilmesiyle Kayseri OSB nin alanı 23.500.000 m2 olmuştur.Bölgede çalışan kişi sayısı yaklaşık 38.000 civarındadır. 



     Kayseri OSB, TEİAŞ’a mülkiyeti ve işletmesi kendine ait hatlarla bağlı olduğundan yaklaşık %10 civarında daha ucuz enerji temin etmekte ve sanayicilerimize de aynı fiyattan vermektedir. Ayrıca bölge EPDK dan elektrik dağıtım lisansı almış durumdadır.


          MİMARSİNAN VE İNCESU OSB



     İncesu Organize Sanayi Bölgesi, kuruluş çalışmalarına 1994 yılında başlamış, 02 Ocak 1996 tarihinde  Kayseri 2. Organize Sanayi Bölgesi adıyla resmen kurulmuştur. İncesu OSB 15 Nisan 2000 tarihinde yayımlanan 4562 sayılı OSB kanununa göre kuruluş protokolünü tamamlayarak 11.04.2001 tarihinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca Kayseri-İncesu Organize Sanayi Bölgesi adıyla kurulmuş ve Bakanlıkça 124 sicil numarası ile tescil edilerek özel tüzel kişilik kazanmıştır.



      Bölge 610 ha alanda Kayseri – Adana Karayolu üzerinde 37. km de kurulmuştur. İmar planımıza göre 5.000 m2 den 280.000 m2 arasında değişen 390 ha alana 157 adet parsel mevcuttur. Bu parsellerin bu güne kadar 148 adedi girişimcilere tahsis edilmiştir.



       Mevcut su kapasitesi 50 litre/saniyedir. 5000 tonluk su deposundan cazibe ile su şebekesine dağılan suyun bölge içerisinde en düşük kotta maksimum 9 atü basıncı mevcuttur. 



       Bölge içerisinde sanayicilerin elektrik ihtiyacı için her biri 250 KW olan 15 adet trafo bulunmaktadır.



       Bölge ihtiyacı için 8’’ çapında boru ile doğalgaz hattı bölge içerisine kadar getirilmiştir.
 2009 yılında yatırım olarak ağaçlandırma, ağaçlandırılan alanlara tam otomatik damlama sulama şebekesi yapımı gerçekleştirilmiştir. 



       Bölge içerisinde sanayi tesisi kurmak için 2009 yılına kadar 10 adet projeye yapım ruhsatı verilmiş, fakat 5 firma inşaata başlatmıştır. Bunlardan sadece 1 firma üretime başlamış, diğer 4 firma inşaatı kesintili olarak devam ettirmektedir. 



       Mimarsinan OSB’nin  mevcut alanı brüt 6.044.000 m2  imar planı tasdik olmuş olup, mevcut alanda 376 adet sanayi parseli bulunmakta ve tamamı sanayicilere tahsis edilmiş bulunmaktadır. Genişleme Bölgesi alt yapı çalışmalarına başlanmıştır.1/25.000 lik Nazım İmar Planlarına OSB alanının tamamı işlenmiştir.



       Mimarsinan OSB’nin OG/AG Elektrik Dağıtım Şebekesi, SCADA ve Sayaç Otomasyonu (AMR) sistemi tamamlanmıştır. Böylece modern, güvenli, pratik, kaliteli ve ekonomik elektrik alt yapı sağlanmıştır. Bölgemiz 49 Yıl Süreyle OSB dağıtım lisansı almıştır. 



       B Mimarsinan OSB’nin  mevcut alanda 30 adet sanayici üretime geçmiş, 18 adet sanayici inşaata başlamış olup 52 adet sanayicimizde inşaat için Proje çalışmaları yapmaktadır. Bölgemizde üretime geçen sanayicilerden mermer, inşaat malzemesi, mobilya, gıda ve madeni eşya sektörlerinde toplam 300 kişi istihdam edilmektedir. 



       Mevcut bölgede sanayicilere verilecek olan su için şebeke hattı tamamlanmıştır. bununla birlikte 2.500 m3 lük su deposu ve 200 m3 lük terfi binası inşaatı bitmiştir.İki adet daha su kuyusu için sondaj çalışmaları devam etmektedir.Su ihtiyacı için 2009 yılında bir adet daha 10.000 m3 lük su deposu yapılacaktır.Kanalizasyon ile ilgili ihalenin de 2009 yılı içerisinde yapılması planlanmaktadır.



       Mimarsinan OSB’nin ile Kayserigaz arasında anlaşma sağlanarak doğalgaz çalışmalarına başlanmıştır.2010 yılında sanayicilerimize doğalgaz kullandırılması planlanmaktadır.



       Mimarsinan OSB’nin mevcut alanda 24 Km iç yollar tamamlanmış olup kontrolleri yapılarak yollar stabilize olarak sanayicimizin hizmetine sunulmuştur. Bölgemiz Kayseri – Malatya karayoluna bağlantısı olan 1.2 Km lik 1 nolu bağlantı yolu üst yapı çalışmaları tamamlanmıştır. Genişleme bölgesi içme suyu şebekesi yapım işi ihale edilmiş olup, yol yapım çalışmaları ile devam etmektedir.



       Mimarsinan OSB’nde kullanılacak bütün iletişim ve bilgi sistemleri IP tabanlı tek bir çatı altında toplanarak maksimum verim, ekonomi ve kalite ortaya konulacaktır. Fiber optik alt yapı sayesinde hız ve performans sorunu olmayan iletim alt yapısı oluşturulacaktır. Bu alt yapı sayesinde sanayicilerimiz santral yatırımı yapmadan TELEFON SİSTEMİ kullanacaktır. Güvenli internet, uzak ofis bağlantısı, çevre güvenlik sistemi, uygulama paylaşımları gibi her türlü hizmetleri ek bir maliyet olmadan kullanabileceklerdir.



       OSB’ye ait arıtma tesisi fizibilitesi tamamlanmıştır. Deşarj yeri belirlenerek Bakanlıkça yeri uygun bulunmuştur.



       Mimarsinan OSB’nin alt yapı yatırımlarında KDV muafiyetinden yararlanabilmek için 37.000.000,00 TL tutarında Hazine Müsteşarlığından Yatırım Teşvik Belgesi alınmıştır.Bu sayede 6.000.000,00 TL KDV desteği sağlanmıştır.



       OSB’nin mevcut alanında kamulaştırma işlemleri bitmiştir. 1 nolu genişleme sahasında hazineye ait taşınmazlarla ilgili talepler değerlendirilmektedir.



ŞİRKETLER VE KOOPERATİFLER

      İlde toplam 10.087 şirket bulunmaktadır. Bunların büyük bölümü iki büyük merkez ilçede toplanmıştır. Ayrıntılar aşağıdaki tabloda verilmektedir.
           



ŞİRKETLERİN TÜRLERİNE GÖRE DAĞILIMI

ŞİRKET TÜRLERİ
SAYISI
Anonim
1.764
Limitet
8.212
Diğer
111
TOPLAM
10.087
           
     İlde toplam 702 adet kooperatif vardır. Bu kooperatiflere 77.487 kişi üyedir. Kooperatiflerle ilgili bilgiler aşağıda belirtilmiştir.
           
KOOPERATİFLERİN DAĞILIMI

KOOPERATİFİN TÜRÜ
KOOPERATİF  SAYISI
TOPLAM ÜYE SAYISI
Faal  Koop.
702
77.487
Faal Olmayan Koop.
1.114
43.111
Terkin  Koop.
506
24.158
TOPLAM
2.322
144.756

Yazar: Esma Banu ARSLAN